Roma yüzük
taşlarından, 2000 parçalık bir koleksiyona yolculuk
Çocukken hepimizin
içinden bir koleksiyonerlik sevdası geçmiştir. Kimimiz mendil, kimimiz bilye,
kimimiz kibrit kutusu ya da pul toplamışızdır. Ama benim çocuk yaşlarda ısrarlı
bir koleksiyon yapma merakım yoktu. 30’lu yaşlarımda, iş hayatına atıldıktan sonra,
tamamen tesadüflerle başladı.
1960’lı yıllarda
Mersin’de, Josef adında bir kuyumcunun ufacık bir dükkanı vardı. O dükkana
zaman zaman uğrardım. Sahibiyle bir gün dükkanda oturup kahvemizi içiyorduk.
İki tane köylü geldi; ellerinde ufak taşlar vardı. Josef’e ne olduklarını
sorunca "yüzük taşı” dedi. Köylüler ören yerlerinde yağmurlardan sonra
dolaşırlarmış. Yüzük taşı, yüzük ve bunun gibi şeyler bulurlarmış.
Bu
yanıt bana evde bir kasede duran babamdan yadigar küçük taşları hatırlattı. Bu
taşları alıp Josef’e getirdim; Romalılar’dan beri kullanılan yüzük taşları
olduğunu söyledi. Böylece bir avuç yüzük taşı ile başlayan ve bugüne kadar
devam eden koleksiyonerlik yolculuğum başladı.
Bu yolculuk, 2009 yılında kültür ve sanat bilincinin gelişmesine, kültür varlıklarının yurt içinde ve dışında tanıtılmasına destek olmak amacıyla Yüksel Erimtan Kültür ve Sanat Vakfı’nı kurmamızla başka bir evreye taşındı. 2013 yılında da Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nin çalışmalarına başladık.
30’lu yaşlarda toplamaya başladığım yüzük taşları yıllar içinde, M.Ö. 3000'li yıllara dayanan Eski Tunç Çağı ve Hitit ile başlayıp, Geç Roma ve Bizans uygarlıklarına kadar uzanan dönemin
özgün
nesnelerini barındıran, dönemin ulaştığı zanaat ve estetik anlayışını yansıtan 2000
parçalık bir koleksiyona dönüştü.
2015 yılında bu koleksiyonu Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Yüksel Erimtan
2015